Pedadonti

Pedadonti

Pedadonti

Pedodonti nedir

 

Pedodonti (Çocuk Diş hekimliği), çocukların süt ve daimi dişlerinin sağlıklı olarak korunmasını, çürük, travma, kalıtımsal ve benzeri etkenlerin bu dişlerde oluşturduğu sorunların giderilmesini amaçlayan bir anabilim dalıdır. Pedodonti, bebeklik çağından itibaren çocukların ağız-diş sağlığını ve çene-yüz bölgesi gelişimini takip ve tedavi eden, aynı zamanda koruyucu önlemleri de içine alan diş hekimliği dalıdır.

İlk diş hekimi muayenesi ne zaman olmalıdır?

Birinci yaş gününde, çocuk dişleri uzmanını ziyaret ediniz. Bu ziyaretlerin her 2-3 ayda bir tekrarlanması oldukça yararlı olacaktır. Gerek gece uykusu, gerekse gündüz uykularından önce çocuğunuzun dişlerini sadece diş fırçasıyla temizleyiniz.

Bebeğinizin dişleri çıkmaya başladığında şu önlemleri titizlikle uygulamanız gerekir

  • Bebeğinizi emzirerek uyutmayınız.
  • Dişlerini ıslak bir bezle temizledikten sonra uyutunuz.
  • Bebeğinizi şekerli, ballı süt karışımı ile dolu bir biberonla kesinlikle uyutmayınız.
  • Bebeğinizi, biberondaki mamayı bitirmeye zorlamayınız. Bu yaklaşım, çocuğun kusmasına yol açabilir.
  • Biberonla besleme söz konusu ise sıcaklığını kontrol etmek gerekçesi ile biberonu kendi ağzınıza sokmayınız
  • Çocuklar için oldukça yararlı olan meyve suları biberona doldurularak sürekli verildiğinde diş çürüklerine yol açabilmektedir
  • Çocuk 1 yaşına geldiğinde, emzirme ve biberon kullanımını terk ediniz ve sıvı gıdaları bardakla içmeye alıştırınız.
  • Çocuğunuzun dişlerini diş fırçasıyla temizleyiniz.

Süt Dişlerinin Önemi

Süt dişleri toplam 20 tanedir. Süt dişlerinin birinci görevi çocuğun beslenmesini sağlamaktır. Ayrıca konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlıdır. Süt dişleri, kapladıkları alanı kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı diş için korumakta ve kalıcı diş sürerken ona rehberlik yapmaktadırlar. Süt dişi erken çekildiği zaman bu doğal yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkmaktadır. Çocuk dişhekimliğinin birinci amacı, dişsel sorunların oluşmasını engelleyecek önlemleri almak ve çocukları çürüksüz bir geleceğe yönlendirmektir. Bu amaçla uygulanan işlemlere Koruyucu Dişhekimliği Uygulamaları denir

Biberon Çürüğü Nedir?

Erken çocukluk çaği çürüğü (biberon çürüğü) 71 aylik veya daha küçük çocuklarda süt dişlerinde bir veya daha fazla çürük, çürüğe bağli kaybedilmiş diş veya dolgulu dişin olduğu durum olarak tanimlanmaktadir.

Çocuklara diş hekiminde uygulanan tedaviler nelerdir?

1. RÖNTGEN:

Diş ve çenelerden röntgen alınmasındaki amaç, gözle görülemeyen diş ve/veya kemik ve/veya yumuşak doku içerisindeki patoloji ve hastalıkların teşhis edilmesidir. Diş, çene ve yüz bölgenizden istenecek görüntüleme tetkikleri genel ya da ağız sağlığınızı etkileyecek durumların tanısı, tedavi planlaması ve tedavi aşamalarının takibi için gereklidir.
X-ışını kullanılarak dijital, periapikal, okluzal, bitewing, panoramik, eklem, çene ve kafa röntgenleri çekilmektedir. İstenecek röntgen tetkiki ve adedini hekiminiz belirler. Röntgen çekiminde kullanılan x-ışını canlı doku için zararlıdır. Bu nedenle hekiminiz sizin tanınız, tedavi planlamanız, tedavi aşamalarınızın takibi ve kontrol amacı ile gereken en az sayıda röntgen isteyecektir. Hamile iseniz veya hamilelik şüpheniz varsa çocuğunuzun röntgen çekiminde yanında durmamanız gereklidir. Bu durumu hekiminize veya röntgen görevlilerine bildirmek sizin yükümlülüğünüzdedir.
Tanı ve tedavi planlamanızı öğrendikten sonra yapılacak işleme onay vermek yine sizin kararınıza bağlıdır.

2. KORUYUCU TEDAVİLER:

Koruyucu tedaviler diş çürüğü ve dişeti hastalıklarının oluşmasını önleyen işlemlerdir.
a) Florür Uygulamaları:
Koruyucu işlemlerden olan florür uygulamaları sistemik (ağız yolu ile alınan) veya topikal (dişlerin üzerine etki eden) yöntemlerle kullanılır. Günümüzde sıklıklar topikal florürler uygulanmaktadır. Topikal florürler evde kullanılabilen veya klinikte uygulanabilen ürünlerdir. Evde kullanılanlar florür içeren diş macunu, ağız gargaraları, sakızlar ve diş iplikleridir. Bu tür ürünlerin kullanımında hekim tavsiyesine uyunuz. Klinikte uygulananlar ise jel veya cila formundaki ürünler olup hekim tarafından 3-6 ayda bir dişlere sürülürler. Florürlerin dişe sürülmesi öncesinde dişler üzerinde biriken ve dişeti hastalığına neden olan plak ve diş taşlarının uygun aletlerle uzaklaştırılması ve daha sonra dişlere uygun patlarla polisaj (parlatma) işleminin yapılması gerekebilir. Dişlere florür sürülmesini takiben hekim tarafından belirtilen yeme/içme vb. kısıtlamalarına uyulması gerekir.
b) Fissür Örtücüler (Fissür Selantlar):
Diğer koruyucu işlem olan fissür örtülmesi işlemi, dişlerin girintili ve çıkıntılı yüzeylerindeki çürüğe yatkın alanların özel dolgu maddeleri ile örtülmesidir.

3. DİŞ TAŞI TEMİZLİĞİ (DETERTRAJ VE POLİSAJ):

Ağız muayenesinden sonra çocuğunuzda dişlerini fırçalamamaya bağlı olarak dişler üzerinde biriken plak ve bakterilerin neden olduğu dişeti hastalığı saptanabilir. Detartraj-Polisaj adı verilen işlemle dişler üzerinde biriken ve dişeti hastalığına neden olan plak ve diş taşları uygun aletlerle uzaklaştırılır ve daha sonra dişlere uygun patlarla polisaj işlemi yapılır. Bu işlem sırasında dişetlerinde kanama, işlem sonrasında dişlerde hassasiyet olabilir. İşlem sonrasında önerilen ağız bakımı uygulamalarına uymanız gereklidir. Bazı sistemik hastalıklara bağlı olarak gelişebilen, dişeti ve çevre dokuları daha ileri derecede etkileyen gingivitis ve periodontitis durumlarında subgingival küretaj (derin dişeti tedavisi) veya kök yüzeyi tedavisiyle dişetinin altında hastalığa neden olan plak, diş taşı ve diğer etkenlerin uzaklaştırılması gerekebilir.

4. DİŞ ÇEKİMİ:

Çürük, ilerlemiş dişeti hastalığı, protetik/ortodontik/profilaktik nedenlerle dişlerin çekimi gerekebilir. Bu işlem genellikle lokal anestezi altında yapılır. Ancak gerek duyulduğunda bilinçli sedasyon veya genel anestezi altında da uygulanabilir. Diş çekimi geri dönüşümsüz bir tedavidir. Diş kaybı, çiğneme ve ısırma işlevlerini etkiler. Diş çekimine karar vermeden önce size uygun olan tüm tedavi seçenekleri (dolgu veya kanal tedavisi) sunulacaktır. Ancak bazı durumlarda tek seçenek dişin çekimi olabilir.

5. DİŞ DOLGUSU:

Çürük nedeni ile madde kaybına uğramış dişlerin, çürük temizlendikten sonra çeşitli materyaller ile doldurularak, dişin işlevlerini yerine getirmesini sağlamak amacı ile yapılan tedavidir. Diş dolgusu işlemi öncesinde hekim gerek görürse lokal anestezi uygulanır. Çok düşük oranda da olsa kullanılan materyale karşı hastada reaksiyon gelişebilir. Tedavi sırasında yumuşak dokuda zedelenme olabilir. Yapılan işlem sonrasında çocuğunuzda herhangi bir rahatsızlık olursa (şiddetli ağrı, gıda birikimi, sivri veya pürüzlü kalan alan, yükseklik vb.) hekiminize bildiriniz. Girişim sonrası ağrı veya hassasiyet ortaya çıkabilir ve bir süre devam edebilir. Tedavi bittikten sonra hekimin önerilerine uymanız tedavinin başarısını arttıracaktır. Yapılan dolguların başarısı dişin yapısına, ağız bakımı ve beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak değişebilir. Dişlerdeki harabiyete göre hekiminiz size aşağıda anlatılacak olan tedavi ve dolgu seçeneklerinden birini önerecektir. 


Amalgam dolgular: Amalgam dolgular gümüş, bakır, civa ve kalay karışımından oluşur. 100 yılı aşkın süredir dişhekimliğinde kullanılmaktadır. Fiziksel özelikleri nedeni ile ısırma kuvvetlerine dayanıklıdır. Metalik içeriği nedeni ile diş rengine uyum göstermez. Zaman içerisinde kararma görülebilir. Amalgam dolgu yapılmasını takiben 2 saat bir şey yememek ve içmemek gereklidir, aksi takdirde dolguda kırılma veya çatlaklar meydana gelebilir, sert bir cisim ısırma sonrası düşebilir ya da kırılabilir. Daimi dişlere yapılan amalgam dolgunun 24 saat sonra parlatma işleminin yapılması gerekmektedir. Kontrole çağrıldığınız ve gelmediğinizde oluşabilecek komplikasyonların sorumluluğu size aittir. Amalgam dolgunun ömrü ortalama 7 yıldır. Size önerilen ağız bakımı uygulanmadığında dolgu kenarında tekrar çürük oluşabilir. Bu durumdan hekiminiz sorumlu değildir. 


Diş renginde dolgular (Kompozit Dolgular): Çürük nedeni ile madde kaybına uğramış ön ve arka dişlerde estetik amaçlı olarak kullanılır. Özel olarak geliştirilmiş ara bağlayıcı maddeler ile diş dokularına tutunmaları sağlanır. Amalgam dolgular kadar ısırma kuvvetlerine dayanıklı değillerdir. Diş renginde olsalar da her zaman renkleri dişin doğal rengi ile birebir uyum sağlamayabilir. Bu dolguların ömürleri ortalama olarak 4-6 yıldır. Sigara, çay,diğer boyayıcı maddeler ile renk değişikliğine uğrayabilirler. Girişim sonrası ağrı veya hassasiyet ortaya çıkabilir ve bir süre devam edebilir. İyi ağız bakımı yapılmadığında dolgu kenarlarından çürümeler olabilir. Bu durumdan hekiminiz sorumlu değildir.

5. AMPUTASYON:

Süt ve genç daimi dişlerdeki çürüğün derin olması durumunda pulpa dokusu da (dişin iç kısmında damar ve sinir içeren doku)olumsuz etkilenebilir. Amputasyon, dişin pulpa dokusunun özel aletlerle uzaklaştırılıp dişin geri kalan kısmının sağlıklı bir şekilde kalmasını amaçlayan tedavi şeklidir.

6. KANAL TEDAVİSİ:

Kanal tedavisi, diş kaybını önlemek amacıyla, dişin kök kısmında yer alan dokular ile ilişkili tedavidir. Yüksek başarı oranlarına rağmen (%90 üzeri), diğer tıp uygulamalarında olduğu gibi, kanal tedavisinin sonuçları için de garanti vermek mümkün değildir. Kanal tedavisi, gelecekte oluşacak diş çürümesi, diş kırıkları veya dişeti hastalıklarını önlemez. Bazı durumlarda kanal tedavisinin tekrarı, tedavi edilen dişe cerrahi müdahale veya çekim gerekebilir. Kanal tedavisinin yapılması için ilgili dişin lokal anestezik maddelerle uyuşturulması gerekir. Kök içine ulaşmak amacıyla diş üzerinde bir giriş yolu oluşturulduktan sonra kullanılan hassas aletler yardımıyla kökün içi temizlenir. Kanalların enfekte dokulardan temizlenmesi için bazı ilaçlar kullanılır. Daimi restorasyondan önce, kök dolgusu ile kanallar tıkanır. Tedavi tek seferde bitebileceği gibi, dişin durumuna göre birkaç seans da sürebilir.

7. YER TUTUCULAR:

Değişme zamanından önce çekilen süt dişlerinin veya erken yaşta kaybedilen daimi dişlerin yerine yapılan bir çeşit protezdir. Yapım amaçları, kaybedilen dişlerin yerlerine komşu dişlerin kaymasını önleyerek çapraşıklıkların ve kapanış bozukluklarının önlenmesi ve estetik, çiğneme ve konuşma fonksiyonlarının düzeltilmesidir. Kapanış bozukluklarının tedavisi daha zahmetli, uzun süreli ve pahalı bir tedavi şeklidir. Ancak yer tutucuya rağmen kapanış bozukluğu gelişebilir. Bu durumda yer tutucular gelişebilecek kapanış bozukluğunun daha hafif olmasını sağlayacaktır. Yer tutucular eksik diş sayısına göre sabit veya hareketli olabilir. bazen duruma göre çocuklara çocuk protezi de yapılabilir. Bunlar erişkinlerde yapılan hareketli protezlere benzer ve çocuktaki çiğneme fonksiyonu kaybında kullanımı gereklidir.

8. DİŞ BEYAZLATMA:

Doğuştan veya sonradan diş rengi koyulaşan veya diş renginden memnun olmayan hastalara uygulanır. Tedavi sırasında uygulanan işlemler birkaç seans devam edebilir, ancak istenilen başarı her zaman elde edilemeyebilir. Bazen tamamen başarılı olunmayabilir, birkaç sene sonra dişlerin eski rengine dönebilir veya kısa süreli tekrar uygulamalar gerekebilir. Tedavi sırasında kullanılan maddeye bağlı olarak alerji, ağız yumuşak dokularında yanma, beyazlama görülebilir ve hassasiyet olabilir. İşlem sonrası hekiminizin önerdiği süreyle renklendirici herhangi bir besin alınmaması gerekir. Dişin canlılığını yitirmesine bağlı olarak meydana gelen renk değişikliklerini gidermek için farklı bir diş beyazlatma yöntemi uygulanır. Bu işlemde kullanılan maddeye bağlı olarak diş köklerinde erime meydana gelebilir.